Hicret, Müslümanları müşriklerin zulmünden kurtarmış, İslâm’a yayılma imkânı sağlamış ve böylece İslâm inkılâbının başlangıcı olmuştur. Hicret ilk bakışta göründüğü gibi uzaklaşma değil aksine asıl hedefe yaklaşma amacıyla yapılan bir eylemdir.
Hicret, Allah’ın emir ve yasaklarının daha uygulanabilir bir duruma getirilebilmesi için Müslümanların ve elbette ki Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in yurdunu, ailesini, malını ve sevdiklerini geride bırakarak çıktıkları kutlu bir yolculuğun adıdır.
Hicretle birlikte Müslümanlar dünya üzerindeki hak ettikleri yeri almaya başlamışlardır. O gün yurtlarından hicret edenlerle, hicret edenlere yurtlarını açanlar bugünün Müslümanları için bir övünç kaynağıdır.
Hicret, sevgililer sevgilisinin sevdiği şehirden boynu bükük ayrılmasının adı olduğu gibi, ona ebedi yurt olmasının önünü açmasının adıdır.
Hicretten alacağımız dersler olduğu gibi, hicretle dünyaya verdiğimiz dersler de vardır. Dünya üzerindeki iktidar sahipleri için “hicret” bir felaket olmuştur. Bugün yurtlarından hicret edenler, yarın elbette asıl yurtlarına sahipleri olarak döneceklerdir. Dünyada kendisine iktidar bulmuş inkârcılar, hicreti iyi anlamalı ve Müslümanlar hakkındaki düşüncelerini gözden geçirmelidir. Hicret ettiğimiz gün, geri döneceğimiz günü müjdelemektedir.
Ne mutlu hicret edenlerle birlikte hicret edenlere…
Peygamber Efendimiz’in “Şehrullahi’l-Muharrem” (Muharrem Allah’ın ayıdır) olarak belirttiği mübarek Muharrem ayının 10. günü İslâm âlemi içerisinde büyük olay ve müjdeler içeren Âşura günü olarak kutlanmaktadır.
Bu vesileyle milletimizin ve Islam aleminin Hicri yeni yılını ve Aşûre Gününüzü tebrik ediyor. 1 Muharrem 1432’nin ittihadı İslam’a vesile olmasını Cenab-ı Allah’ tan niyaz ediyoruz.
Not: 19 Aralık 2010 Pazar Günü Saat: 13.30’da Esenler Dörtyol’da Aşûre İkramımız Olacaktır.